Zümer Suresi Türkçe Meali Okunuşu ve Anlamı
23 Temmuz 2024

Zümer Suresi Türkçe Meali Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi Türkçe Meali

Bismillahirrahmanirrahim

Bu yazıda, Kuran-ı Kerim'in 39. suresi olan Zümer Suresi'nin Türkçe mealini ele alacağız. Bu sure, toplam 75 ayetten oluşur ve Mekke'de indirilmiştir. Allah'ın birliği, kıyamet günü, Allah'ın rahmeti ve azabı gibi temel konuları içermektedir.

Zümer Suresi'nin Ayetleri

1) Bu kitabın indirilişi, Aziz ve Hâkim olan Allah tarafındandır.

2) Muhakkak biz bu kitabı sana hak ile indirdik. Öyleyse dini Allah'a halis kılarak O'na kulluk et.

3) Halis din Allah içindir, öyle değil mi? Ve ondan başka dostlar edinenler, "Biz onlara sadece bizi Allah'a yakın bir makama yaklaştırsınlar diye tapıyoruz" derler. Muhakkak ki Allah, ihtilaf ettikleri şeyler hakkında onların aralarında hüküm verecektir. Muhakkak ki Allah, yalancıları ve inkar edenleri hidayete erdirmez.

4) Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, mutlaka yarattıklarından dilediğini seçerdi. O, Subhân'dır. O, Allah, Vahîd'dir.

5) Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gündüze, gündüzü geceye çevirir; güneşi ve ayı müsahhar kıldı. Hepsi belirlenmiş bir zamana karşı hareket eder. İyi bilin ki, çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan yalnız O'dur.

6) O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan sekiz çift yarattı. Sizi annelerinizin karnında, bir yaratılıştan diğerine geçirerek üç karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk yalnız O'nundur. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?

7) Eğer inkar ederseniz, şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkar etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz, sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkar, başka bir günahkarın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O, göğüslerin özünü hakkıyla bilir.

8) İnsana bir zarar dokunduğu zaman, Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman, daha önce O'na yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: "Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin."

9) (Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür,) yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.

10) (Ey Muhammed!) Bizim adımıza de ki: "Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için (ahirette) bir iyilik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir."

11) De ki: "Şüphesiz bana, dini Allah'a has kılarak O'na ibadet etmem emredildi."

12) "Bana, Müslümanların ilki olmam da emredildi."

13) De ki: "Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım."

14) De ki: "Ben dinimi Allah'a has kılarak sadece O'na ibadet ediyorum."

15) "Siz de Allah'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki: "Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki, bu apaçık hüsranın ta kendisidir."

16) Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında da (ateşten) katmanlar vardır. İşte Allah, kullarını bununla korkutur. Ey kullarım! Bana karşı gelmekten sakının."

17) Tağut'tan, ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah'a yönelenler için müjde vardır. O halde kullarımı müjdele!

18) Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar, akıl sahiplerinin ta kendileridir.

19) Hakkında azap sözü (hükmü) gerçekleşenler, hiç onlar gibi olur mu? Cehennemlikleri sen mi kurtaracaksın?

20) Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için (cennette) üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah, vadinden dönmez.

21) Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.

22) Allah'ın, göğsünü İslâm'a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar, açık bir sapıklık içindedirler.

23) Allah, sözün en güzelini; ayetleri (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da) kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an, Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

24) Kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, (o gün) azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, "Kazandıklarınızı tadın" denir.

25) Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varmadıkları bir yerden geldi.

26) Böylece Allah, dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi!

27) Biz onu, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

28) Allah, birbiriyle çekişen ortak sahipleri bulunan bir (köle) adam ile, yalnızca bir kişiye ait olan bir (köle) adamı örnek verdi. Bu iki adamın durumu hiç bir olur mu? Hamd Allah'a mahsustur. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar.

29) (Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir.

30) Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz.

31) Kim, Allah'a karşı yalan uyduran ve kendisine geldiğinde, doğruyu (Kur'an'ı) yalanlayandan daha zalimdir? Cehennemde kafirler için kalacak bir yer mi yok!?

32) Dosdoğru Kur'an'ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah'a karşı gelmekten sakınanlardır.

33) Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik yapanların mükafatıdır.

34) (Allah,) işledikleri kötülükleri örtmek ve onlara yaptıklarının en güzeli ile karşılık vermek için (onları böyle mükafatlandırdı).

35) Böylece Allah, dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi!

36) Allah kuluna yetmez mi? Seni O'ndan (Allah'tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.

37) Allah kimi de doğru yola iletirse, artık onu saptıracak hiç kimse yoktur. Allah, mutlak güç sahibi, intikam sahibi değil midir?

38) Andolsun, eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, elbette, "Allah," derler. De ki: "Peki söyleyin bakalım? Allah'ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah'ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar onun rahmetini engelleyebilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O'na tevekkül ederler."

39) De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Yakında bileceksiniz,

40) Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini."

41) (Ey Muhammed!) Biz sana Kitab'ı (Kur'an'ı) insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil değilsin.

42) Allah, insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerin ruhlarını da uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.

43) Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Hiçbir şeye güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?"

44) De ki: "Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra yalnız O'na döndürüleceksiniz."

45) Allah bir tek olarak anıldığında, ahirete inanmayanların kalpleri daralır. Allah'tan başkaları (ilahları) anıldığında bakarsın sevinirler.

46) De ki: "Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da görünen alemi de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin."

47) Eğer yeryüzünde bulunan her şey tümüyle ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsaydı, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Artık, hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına çıkmıştır.

48) (Dünyada) kazandıkları şeylerin kötülükleri karşılarına çıkmış, alay etmekte oldukları şey onları kuşatmıştır.

49) İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, "Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir" der.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

İlk soruyu siz sormak istermisiniz?

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Haber Bülteni

Popüler İçerik

Zümer Suresi Oku Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi Oku Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi Türkçe Meali Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi Türkçe Meali Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi 36. Ayet Okunuşu ve Anlamı

Zümer Suresi 36. Ayet Okunuşu ve Anlamı